Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün gereklerinden olan bilgi edinme hakkı, bireylere daha yakın bir yönetimi, halkın denetimine açıklığı, şeffaflığı sağlama işlevlerinin yanı sıra halkın Devlete karşı duyduğu kamu güvenini daha yüksek düzeylere çıkarmada önemli bir rol oynamaktadır. Kullanılan bu hak sayesinde hem halkın Devleti denetimi kolaylaşmakta hem de Devletin demokratik karakteri güçlenmektedir.
Bilindiği üzere, kamu kurum ve kuruluşlarında açıklık ve şeffaflık kavramı, olumsuz olarak görülen gizlilik kavramının giderilmesi ile yönetilenlerin yönetenlerin işlem ve faaliyetlerini denetlemesinin sağlanması düşünceleri üzerine ortaya çıkmıştır. Demokratik ülkelerde, bilgi edinme özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bağlamında vazgeçilmez temel haklardan biri olarak kabul edilmektedir.
Şeffaflık ve gizliliğin iki yönü bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, kurum ve kuruluşların “bilgi verme ödevi”, ikincisi ise, vatandaşların “bilgi edinme hakkı”dır.
Kurum ve kuruluşlar; bilgi edinme hakkının kullanılması konusunda yapılan başvuruları cevaplandırmak, bilgi veya belgeye erişimde gereken kolaylıkları sağlamak yoluyla şeffaf yönetimin sağlanmasına katkıda bulunabilirler.
Bu amaçla düzenlenen 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu 2003 yılında kanunlaşmıştır.
Bu Kanun hükümlerine göre gerçek veya tüzel kişiler kamu kuruluşlarından istedikleri her türlü bilgi ve belgeye ulaşabileceklerdir. Kanun bilgi edinme hakkı sınırlarını olabildiğince geniş tutarak idarelerin şeffaflığını da sağlamayı amaçlamıştır.
Kanun istisnai hükümleri de tek tek sayarak; devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler, ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin bilgi veya belgeler, istihbarata ilişkin bilgi veya belgeler, idarî soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler, adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler, özel hayatın gizliliği ihlal edecek bilgi ve belgeler, haberleşmenin gizliliğini ortadan kaldıracak bilgi ve belgeler ile ticarî sırlar, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümleri ve kurum içi düzenlemeler kapsam dışında bırakılmıştır.
Kural olarak bilgi edinmek için kuruma yapılan başvuruya idarelerin en geç 15 gün içerisinde yanıt vermesi gerekmektedir. Aksi halde sürenin bitiminde yargı yoluna gidilmesi veya 15 gün içerisinde Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna başvurulması gerekmektedir.
Uygulamada, idareler zaman zaman istenilen bilgilerin, yukarıda sayılı istisnai hükümler dahilinde kaldığından bahsederek vermek istememektedirler. Bu gerekçelere sığınılarak kamu kuruluşu bilgiye erişimi engeller ise Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na hitaben yazılacak bir dilekçe ile ilgili kuruluşun kararına itiraz ederek bilgiye ulaşımın sağlanması mutlaka istenmelidir.
Derneğimizin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı “Belediye’nin mülkiyeti hüküm ve tasarrufu altında olan yerlere 20 adet led ekran yapımı ve 10 yıl süreyle işletilmesi” işine ait ihale hakkında istediği bilgiyi ticari sır olması gerekçesiyle vermemesi üzerine Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna yaptığımız itiraz kabul edilerek bilgiye erişimimiz sağlanmıştır.
Av.Ayşe Z. AYDIN
ARED Genel Koordinatörü
Açıkhavada Haberler / Haziran 2009